26 Ekim 2013 Cumartesi

Öz



-“iyi ki doğdun.” dedi kız,
-“kusura bakma geç kaldım.” 

-“mühim değil” dedim kısık ses tonumla:
-“çok teşekkür ederim”

Doğum günümden bir gün sonraydı. Saat güneşin batımına çok yakın, vakit bir öğleden sonra vakti yani. Son doğum günümden kalan burukluğun nedeni belliydi ama hüsn-i talil yapıyordum kendimce, bu hüznü sorumluluklarıma bağlıyordum. Tabii ilgisi yoktu burukluğumla bunun. O öğleden sonra vakti kabullendim bunu. Geç kalmış bir kutlama, sonunda nokta olan iki kelimeli bir cümle. Sanki zaten bitmiş olan cümlenin devam etmeyeceğini teyit eder nitelikte.

-“mühim değil” dedim kısık ses tonumla ama içimden söylediklerim onun dudaklarına vurup geri gelecek  gibiydi. (yani gelecekte) Geç kalmış bir aşkın yanında hiçbir şeydi bu geç kalmış kutlama. ”mühim değil” dedim ve geri döndüm şiir ruhlu masa lambamın aydınlattığı şair masama.. ha son olarak, nokta koymadım cümlenin sonuna kısık ses tonumla ekledim bi daha, bi daha “teşekkür ederim”