-“iyi ki doğdun.” dedi kız,
-“kusura bakma geç kaldım.”
-“mühim değil” dedim kısık ses tonumla:
-“çok teşekkür ederim”
Doğum günümden bir gün sonraydı. Saat güneşin batımına çok
yakın, vakit bir öğleden sonra vakti yani. Son doğum günümden kalan burukluğun
nedeni belliydi ama hüsn-i talil yapıyordum kendimce, bu hüznü sorumluluklarıma
bağlıyordum. Tabii ilgisi yoktu burukluğumla bunun. O öğleden sonra vakti
kabullendim bunu. Geç kalmış bir kutlama, sonunda nokta olan iki kelimeli bir
cümle. Sanki zaten bitmiş olan cümlenin devam etmeyeceğini teyit eder
nitelikte.
-“mühim değil” dedim kısık ses tonumla ama içimden söylediklerim onun dudaklarına vurup geri gelecek gibiydi. (yani gelecekte) Geç kalmış bir aşkın yanında hiçbir şeydi bu geç kalmış kutlama. ”mühim değil” dedim ve geri döndüm şiir ruhlu masa lambamın aydınlattığı şair masama.. ha son olarak, nokta koymadım cümlenin sonuna kısık ses tonumla ekledim bi daha, bi daha “teşekkür ederim”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder